SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

BUYU’ ve İCARE BAHSİ

<< 3411 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ سَهْلٍ الرَّمْلِيُّ حَدَّثَنَا زَيْدُ بْنُ أَبِي الزَّرْقَاءِ عَنْ جَعْفَرِ بْنِ بُرْقَانَ بِإِسْنَادِهِ وَمَعْنَاهُ قَالَ فَحَزَرَ وَقَالَ عِنْدَ قَوْلِهِ وَكُلَّ صَفْرَاءَ وَبَيْضَاءَ يَعْنِي الذَّهَبَ وَالْفِضَّةَ لَهُ

 

Bize Ali b. Sehl er-Remlî haber verdi, bize Zeyd b. Ebî Zerkâ, Ca'fer b. Bürkân'dan, önceki isnad ve mana ile haber verdi;

 

Ca'fer, (tahamin etti manasına); dedi. "Her sarı ve beyaz" kelimelerinin yanında da, "yani altın ve gümüş" dedi.

 

 

İzah:

Bu rivayet, yukarıdaki hadisin bir başka naklidir. Bu rivayette de, “Abdullah b  Revâha tahmin etti" denilirken "tanmin etti manasına "hazera" denilmiş, "haresa" denilmemiştir. Bir de önce­ki rivayette "hurmayı tahmin etti" denildiği htdrîe, burada hurma hiç anıl­mamış, sadece "tahmin etti" denilmiştir.

 

"hazera" kelimesi Bezlü'l-Mechöd'da "hareza" ola­rak tesbit edilmiştir. Ayrıca"her sarı ve beyazın kendisi için olmasını şart koştu" cümlesinden sonra, san ve beyazı açıklanın sadedinde "yani altın ve gümüş" ifadesi yer almıştır. Halbuki bu ilâve önceki hadiste mevcut değildir.