NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
عَلِيُّ بْنُ
سَهْلٍ
الرَّمْلِيُّ
حَدَّثَنَا
زَيْدُ بْنُ
أَبِي الزَّرْقَاءِ
عَنْ
جَعْفَرِ
بْنِ
بُرْقَانَ
بِإِسْنَادِهِ
وَمَعْنَاهُ
قَالَ
فَحَزَرَ وَقَالَ
عِنْدَ
قَوْلِهِ
وَكُلَّ
صَفْرَاءَ وَبَيْضَاءَ
يَعْنِي
الذَّهَبَ
وَالْفِضَّةَ
لَهُ
Bize Ali b. Sehl
er-Remlî haber verdi, bize Zeyd b. Ebî Zerkâ, Ca'fer b. Bürkân'dan, önceki
isnad ve mana ile haber verdi;
Ca'fer, (tahamin etti
manasına); dedi. "Her sarı ve beyaz" kelimelerinin yanında da,
"yani altın ve gümüş" dedi.
İzah:
Bu rivayet, yukarıdaki
hadisin bir başka naklidir. Bu rivayette de, “Abdullah b Revâha tahmin etti" denilirken
"tanmin etti manasına "hazera" denilmiş, "haresa"
denilmemiştir. Bir de önceki rivayette "hurmayı tahmin etti"
denildiği htdrîe, burada hurma hiç anılmamış, sadece "tahmin etti"
denilmiştir.
"hazera"
kelimesi Bezlü'l-Mechöd'da "hareza" olarak tesbit edilmiştir.
Ayrıca"her sarı ve beyazın kendisi için olmasını şart koştu"
cümlesinden sonra, san ve beyazı açıklanın sadedinde "yani altın ve
gümüş" ifadesi yer almıştır. Halbuki bu ilâve önceki hadiste mevcut
değildir.